Hierapolisli Papias’ın Fragmanları

Bu, Erken Dönem Hristiyan eserlerinden biri olan Hierapolisli Papias’ın fragmanlarının Türkçe çevirisidir.

Giriş

Hierapolisli Papias, en önemli ve üretken erken dönem kilise babalarından biriydi. Diğer erken dönem kilise babalarından gelen referanslara dayanarak, İreneus ve Eusebius tarafından Polukarp’ın yoldaşı olarak kaydedilen Papias’ın, birinci yüzyılın ikinci yarısı civarından ikinci yüzyılın bir zamanına kadar yaşadığını tahmin edebiliriz.

Ne yazık ki yazıları kaybolduğu için, kendisi hakkında yalnızca diğer Kilise Babalarının yazıları aracılığıyla bilgi sahibiyiz. Bu yazılarda, doğrudan yazılarından yalnızca çok azı metinlerinde korunmuştur. İlk dönem yazarları arasında, Elçi Yuhanna’yı şahsen tanıyıp tanımadığı konusunda tartışmalar vardır. Eusebius tanımadığını savunurken, İreneus ve Origenes gibi diğer erken dönem yazarları onun Yuhanna’nın bir öğrencisi olduğunu savunur.

Papias’ın eserleri, Kilise’nin ilk yıllarında son derece etkili olmuştur. En azından 9. yüzyıla kadar muhafaza edilen, ancak o zamandan beri kaybolan “Rab’bin Sözlerinin Açıklamaları” adlı toplam beş kitap yazdığını biliyoruz. Etkisinin muazzam genişliği, kendisinden bahseden birçok kilise babası tarafından da kanıtlanmaktadır: İreneus, Origenes, Eusebius, Hieronymus ve İtirafçı Maximus bunlardan birkaçıdır.

Papias’ın günümüze ulaşan parçaları, sayıca az da olsa, bize ilk kilisenin teolojisi hakkında inanılmaz derecede önemli bilgiler sunmaktadır. Papias, Mesih’in gelişinde yeryüzünde gerçek ve fiziksel bir bin yıllık egemene inanan bilinen bir Kilyasçıdır. Bununla beraber, bize bazı İncillerin yazımı hakkında da ayrıntılar verir. Ayrıca, günümüze ulaşan parçalarından birinde doğrudan alıntı yaparak Vahiy kitabına da sahip olduğu anlaşılıyor.

Fragmanlar

Papias’ın metinlerini çevirirken karşılaşılan zorluklardan biri, metinde “fragman” olarak adlandırılan birçok şeyin, yalnızca doğrudan alıntılar değil, aynı zamanda diğer erken dönem babalarının da onun inançlarına dair referanslar içermesidir. Bu, onun inandığı ve öğrettiği şeylere dair daha geniş bir resim oluşturmak için önemlidir. Ancak, amacımız doğrultusunda, yalnızca yazarın Papias’tan yaptığı doğrudan alıntıları ve onları çevreleyen bağlamı çevirdim ve kitaplarından doğrudan alıntılar içermeyen metinleri hariç tuttum. Ayet numaralarının bulunabileceği, kendisinden alıntı yapan eserlerin orijinal ayet numaralarını korudum.

Lyonlu İreneus: Sapıklıklara Karşı V.33:3-4

3. Yukarıda sözü edilen bereket, itirazsız bir şekilde, doğruların ölümden dirilerek hüküm süreceği Krallık dönemine ilişkindir. Yenilenip özgür kılınan Yaratılış da, tıpkı Rab’bin öğrencisi Yuhanna’yı duyup görmüş olan ihtiyarların hatırladıkları gibi, göklerin çiyinden ve yeryüzünün bereketinden her türlü yiyeceği bolca verecektir. Onlar ondan Rab’bin o zamanlar hakkında nasıl öğrettiğini hatırladılar: “Günler gelecek, bağlarda her birinde on bin sürgün, her sürgünden on bin dal, her dalda on bin asma sürgün, her asma sürgünde on bin salkım [üzüm] olacak. Her salkımda on bin üzüm tanesi olacak. Her üzüm sıkıldığında yirmi beş ölçü şarap verecek. Azizlerden biri bir salkımı yakaladığında, başka bir salkım, ‘Ben daha iyiyim! Beni alın! Benim aracılığımla Rabbi kutsayın!’ diye haykıracak. Benzer şekilde, bir buğday tane on bin başak [buğday] üretecek. Ve her başakta on bin tane olacak ve her taneden on ölçü parlak, saf un elde edilecek. Dahası, geri kalan meyveler, tohumlar ve otlar da bunlara uygun bir bolluk gösterecek. Ve yeryüzünden alınan bu yiyecekleri yiyen tüm hayvanlar, barışçıl ve birbirleriyle uyumlu hale gelecek, insanlara tam bir itaatle boyun eğecekler.”

4. Yuhanna’yı dinleyen ve Polukarp’ın yoldaşı olan erken dönemden adam Papias, bunları kendi kitaplarının dördüncüsünde tanıklık ederek kaydetti, çünkü kendisi tarafından yazılmış beş kitap var.İreneus’un bu alıntısının tamamı, orijinal Grekçe’de korunan bu cümle hariç, yalnızca Latince’den çevrilmiş ve korunmuştur. Ve ekledi: “Bunlar inananlar için güvenilirdir. Ve Yahuda, hain olarak inanmayıp sorarak dedi ki: ‘Öyleyse Rab bu tür ürünleri nasıl gerçekleştirecek?’ Rab ise, ‘O günlere gelenler görecek’ dedi.”

Sezariyeli Eusebius: Kilise Tarihi III.39:1-10,13-18

1. İreneus ve diğerleri, teolog ve elçi Yuhanna’nın Trajan’ın zamanlarına kadar hayatta kaldığını kaydeder. Bunun ardından, onu dinlemiş olan Hierapolisli Papias ve Simirna’nın piskoposu Polukarp tanınıyordu.

2. O sıralarda Asya’da, Rab’bin görgü tanıkları ve hizmetkârları tarafından Simirna kilisesinin piskoposluğuna atanan elçilerin öğrencisi olan Polukarp öne çıkıyordu. O dönemde, Hierapolis cemaatinin piskoposu olan Papias da tanınıyordu.

3. Papias’ın beş kitabı bulunmaktadır ve bunlar “Rab’bin Sözlerinin Açıklamaları” başlığını taşır. Ve bunlardan İreneus, kendisi tarafından yazılmış tek eserler olarak anıyor ve burada şöyle der: “Ve Yuhanna’yı dinleyen ve Polukarp’ın arkadaşı olan Papias, erken [dönemden] bir adam, kendi kitaplarının dördüncüsünde bu şeylere yazılı olarak tanıklık ediyor. Çünkü onun tarafından yazılmış beş kitap var.” İreneus öyle [der].

4. Oysa Papias’ın kendisi, kendi eserlerinin önsözüne göre, elçilerin dinleyicisi ve görgü tanığı olmadığını açıkça belirtir. Buna karşılık imana ilişkin [Rab’bin] tanıdıklarından aldığını bildirir.

5. Bu nedenle şu sözleri söyler: “Sana daha önce ihtiyarlardan iyi öğrendiğim ve iyi hatırladığım seyleri, gerçeğini doğrulayarak yorumlarımı yazmaktan çekinmeyeceğim. Çünkü çoğu insan gibi, çok konuşanlara değil, hakikati öğretenlere sevinirdim. Başkalarına ait buyrukları hatırlayanlardan hoşlanmadım, ancak Rab’bin imanda verdiği ve gerçeğin kendisinden gelen buyrukları hatırlayanları [tercih ettim].

6. Ve ihtiyarları izlemiş olan biri bana gelseydi, ihtiyarların sözlerini sorup araştırıdım: Andreas’ın veya Petrus'un ne dediğini; ya da Filipus'un veya Tomas'ın veya Yakup’un veya Yuhanna’nın veya Matta’nın veya Rab’bin diğer öğrencilerinden herhangi birinin ne söylediğini. Ayrıca Rab’bin öğrencileri Aristion ve ihtiyar olan Yuhanna’nın da ne söylediklerini sorardım. Çünkü kitaplardan elde ettik şeyler, yaşayan ve kalıcı bir sesin getirdikleri kadar bana fayda sağlayacağını düşünmezdim.”

7. Burada kendisinin Yuhanna adını iki kez sayması dikkat edilmelidir. İlkinde Petrus, Yakup, Matta ve diğer elçilerle birlikte sıralar, onun açıkça müjdeci olduğunu gösterir; sözünde bir ayrım yaparak Yuhanna’yı elçilerin dışında kalanlarla sınıflandırır ve Aristion’u ondan önce koyar. Ve açıkça onu ihtiyar olarak adlandırıyor.

8. Aynı şekilde, bu sözü ayırarak Asya’da aynı isimleri kullanan iki Yuhanna’nın tarihi de gösterilebilir, hatta gösterildiği gibi. Efes’te iki mezar var ve her birinin Yuhanna’ya ait olduğu hâlâ söyleniyor, ki bunlara zihnin dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü muhtemelen ikincisidir, eğer biri ilkinin, yani Vahiy’i gören ve Yuhanna adını taşıyan kişinin olmasını istemezse.

9. Fakat şimdi bahsettiğimiz Papias, elçilerin sözlerini onların yanındakilerden aldığını itiraf ediyor, ancak kendisi hakkında Aristion’un ve ihtiyar Yuhanna’nın dinleyicisi olduğunu söylüyor. Bu nedenle, onlardan isimle sık sık bahsederek, geleneklerini yazılarına koyar. Fakat bunlar bizim için faydasız şeyler olarak söylenmesin.

10. Ama Papias’ın ifadelerine onun başka sözlerini de eklemek yerindedir. Bu nedenle, gelenekten kendisine ulaşan bazı harika şeyleri kaydediyor...

...

13. Ama sanki aynı [yazar], yazılı olmayan gelenekten kendisine ulaşan şeyleri, Kurtarıcı’nın bazı tuhaf benzetmelerini ve öğretilerini ve diğer bazı mitolojik şeyleri ortaya koyuyor.

14. Diğer şeylerin yanı sıra, ölülerin dirilişinden sonra bin yıllık olan Mesih’in Krallığı’nın bu dünyada bedensel olarak kurulacağını söylüyor. Sanırım bunlar, elçilerin anlatımlarını yanlış anlayarak edinilmiş. Bunların, onların mecazî olarak, mistik bir dille anlattıklarını fark etmemişti.

15. Zira sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla onun pek az zekâya sahip bir adam olduğu görünüyor. Fakat erken [dönemden] bir insan olduğu için kendisinden sonraki kilise önderlerinin çoğunun da benzeyen düşüncede olmasının sebebi oydu; tıpkı İreneus ve benzer fikirler gösteren herkes gibi.

16. Fakat diğer yazılarında, Aristion’dan erken dönemde bildirilen Rab’bin sözlerinin başka anlatımlarını ve öğrenmeyi sevenlerin başvurduğu ihtiyar olan Yuhanna’nın geleneklerini aktarır. Şimdi, İncil’i yazan Markos hakkında ortaya koyduğu ifadelere zorunlu olarak bir gelenek daha ekleyeceğiz.

17. Bu şeyler aracılığıyla yayınlanmıştır: “İhtiyar şunu söylerdi: Markos, Petrus’un tercümanı olduktan sonra, Mesih tarafından söylenen veya yapılan her şeyi sırayla olmasa da, hatırladığı her şeyi doğru bir şekilde yazdı. Çünkü ne Rab'bi dinledi ne de O’nu izledi; ama daha sonra, dediğim gibi, Petrus’u [takip etti] ve [Petrus] da ihtiyacı oldukça O'nun öğretilerini [benimsedi], ama Rab’bin sözlerini bir araya getirmek için değil. Bu nedenle Markos, hatırladığı bazı şeyleri böyle yazarak günah işlemedi. Çünkü tek amacı, duyduklarından hiçbirini atlamamak veya hiçbirinde yalan söylememekti.” Dolayısıyla bunlar, Markos hakkında Papias’ta kayıtlıdır.

18. Matta hakkında ise şunlar söylenmiştir: “Matta, bu nedenle sözcükleri İbranice lehçede yazdı ve her birini elinden geldiğince çevirdi.” Aynı yazar, Yuhanna’nın birinci mektubundaki ve Petrus’un tanıklıklarını kullandı. Ve ayrıca, İbranilere Göre İncil’de yer alan, Rab’bin önünde birçok günahla suçlanan kadınla ilgili başka bir hikaye daha anlattı. Ve anlatılan bu şeyleri hesaba katmamız gerekiyor.

Sezariyeli Andreas: Vahiy’in Yorumu 31.12:7-8

7. Fakat Papias, kelimesi kelimesine şöyle diyor: “Yani, o eski kutsalGrekçesi: τῶν πάλαι θείων ἀγγέλων meleklerden bazılarına yeryüzünde yönetmeleri için emir verdi ve böylece onları iyi yönetmelerini görevlendirdi.”

8. Ve ardından şöyle diyor: “Hiçbir şey olmadı, düzenleri hiçbir işe yaramadı. Ve büyük ejderha - İblis ve Şeytan olarak adlandırılan tüm meskun dünyayı saptıran, o kadim yılan - yeryüzüne atıldı ve onun melekleri.”

Oykumenios: Elçilerin İşleri Üzerine Yorum

Apolinarius’tan: Yahuda asılarak ölmedi, boğulmadan önce [ağactan] kesilerek hayatta kaldı. Elçilerin İşleri bunu açıkça ortaya koyuyor: “Çünkü yüzüstü yere düştü, karnı yarıldı ve bağırsakları dışarı döküldü.”Elçilerin İşleri 1:18 (Grekçede standart Yeni Ahit metninden biraz farklı yazılmaktadır, ancak gerçek bir önemi yok). Yuhanna’nın öğrencisi Papias, Rab’bin Sözlerinin Açıklamaları’nın dördüncü kitabında bunu daha açık bir şekilde şöyle anlatır:

“Ve Yahuda bu dünyada büyük bir tanrısızlığın örneği olarak dolaştı; etten öyle şişmişti ki, bir yük arabanın kolayca geçtiği yerden bile, şişkin başı bile tek başına geçemiyordu. Çünkü göz kapakları o kadar şişmişti ki, ışığı hiç göremiyordu. Gözleri, optik aletli bir doktorla bile görülemiyordu, çünkü dış yüzeyden çok derinlerdi. Cinsel organı her tür çirkinlikten daha iğrenç ve daha büyük görünüyordu. Ve onun aracılığıyla bedenden utanç verici irin ve kurtçuklar akıyordu, yalnızca zorunlu ihtiyacını giderirken. Ve kendisinde çok şiddetli acı ve cezadan sonra, diyorlar ki, kendi tarlasında öldü. Kokusundan ıssız ve yaşanmaz bir tarlaya dönüştü. Ve bugüne kadar bile bedeninin akıntısı toprağa o kadar yoğundu ki, elleriyle burnunu kapatmadıkça oradan geçebilen kimse yoktur.”



Hierapolisli Papias’ın fragmanları, Tanrı’yı Arzulamak ekibinden Travis Owens tarafından orijinal Grekçe ve Latinceden Türkçeye çevrildi. Köşeli parantez içindeki notlar çevirmen tarafından alınmıştır.

Dipnotlar

Yorumlar